Arif Nihat Asya Sözleri
Arif Nihat Asya Sözleri :
Bir insan, normal boyuyla da büyük adam olabileceği gibi, Himalaya boyuyla da küçük olabilir.
Bir kimsenin düşmanının düşmanı olması, onu dost edinmeye kafi sebep değildir.
Boyasına güvenen halılar, güneşten korkmaz.
Bu uzun gölgeyi boyun mu sandın?
Cüceler memleketinde, bütün aylar şubattır.
Dalkavukluğun dostluğu, kurdun kuzuya dostluğu gibidir.
Elmas gibi ol ki yandığın zaman ne yerde külün, ne gökte dumanın kalsın.
Hakim, bayrağa söven suçluyu bayrak direğiyle dövülmeye mahkum etti.
Işığı önüne al yürü, gölge arkandan ister istemez gelecektir.
İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa; biz kıyamete kadar, bu suyun kıyılarında bekleriz.
İyiyim diyor. Belki de yara daha soğumamış.
Küçük bir deliydi, büyüdü; büyük bir deli oldu.
Mama, cici, atta deyişimiz görülecek şey. Biz sana dilimizi öğretmeye çalışırken sen bize dilini öğrettin çocuk.
Nereye gidiyorsun ey bulut? Tarlam bu yanda!.
O da gazi olmak istedi. Ama ona anlatmak gerekti; şehit olmayı göze almayan, gazi olamaz.
Okuyanım üç kişi de olsa bu, yazmama kâfi sebeptir.
Onlar asil doğmuşlar çocuğum; bize de asil ölmek kalmış.
Pirincin içindeki siyah taşlardan değil, asıl beyaz taşlardan korkunuz.
Sanat, mevzuundan büyüktür.
Sen bu koşuyu kaybeder miydin yiğidim, gölgen ayağına çelme takmasaydı.
Silik parayla, yazı tura atılmaz.
Tekerleri dört köşe bir arabaya bindirdiler bizi, bir gidiştir gidiyoruz.
Vazoyla, saksının farkını sen söyleme, çiçeklerden sor.
Yaş, kuru, nemli kelimeleri balıkların lûgatinde yoktur.